top of page

Paradigma ve Teori İlişkisi Üzerine


İlgilenen okuyucu için, Guba ve Lincoln bu [varoluşsal, bilgikuramsal, yöntembilimsel vb., ç.n.] inanç sistemlerinin pozitivizm, postpozitivizm, inşacılık (constructivism), eleştirel teori vd. ve katılımcı (participatory) gibi bazı paradigmalar için detaylı analizlerini sunuyor. Ben ve öğrencilerim eleştirel teori vd.’nin adında teori geçtiği halde paradigma seviyesinde ele alınmasına hayret etmiştik. Konu hakkında Lincoln ve Denzin’e yazdık. Kişisel görüşmemizde (19 Mart 2006), eleştirel teori vd.’nin paradigmayla aynı seviyede olmadığını onaylayıp şöyle devam ettiler:

İlk olarak, paradigma-teori ayrımı hakkında: Bizim için paradigma bir metafiziktir; varoluşa (gerçekliğin doğasının ne olduğuna dair inancımız [ontology]), bilgikurama (bu gerçeklik hakkında neyin bilinebilir olduğuna, gerçekliğin nasıl “çalıştığına” ve bilir-hale-gelmenin en iyi yollarına [epistemology]), değerbilime (herhangi bir sorgulamada değerlerin ve estetiğin rolüne [axiology]) ve erekbilime (bilme yolları sayesinde sorgulamalarımızın sonuçlarının bize neler sağlayacağı ve sonuçların hangi şekillerde olacağı hakkındaki inancımız [teleology]) ilişkin konumlanışları içeren, bütünleşik bir felsefi ifadedir. Paradigmalar, araştırmayla meşgulken tabi olduğumuz kapsayıcı kozmolojik ifadelerdir ki hayatın farklı alanlarında kullandığımız veya harekete geçirdiğimiz başka paradigmalar da söz konusu olabilir. İman (ilahiyatla ilgili bir paradigma), hukuk (yargıyla ilgili bir paradigma) veya basit bir toplumsal tanım (demografik bir paradigma) bu alanlar arasında sayılabilir.

Teoriler paradigmalar içine yerleşmiş, bize, bir olgu hakkında düşünmek için bir model ya da biçim sunan, genellikle bütünleşik, ifadelerdir. Bir teori, bu şekilde tek bir ifadeye ya da birçok bağlı ifadeye sahip olabilir. Fakat teoriler “gerçekliğin” bazı yanlarını tanımlarlar. Paradigmalarla teorileri yığmanın (yer tasarrufu dışında!) bir sebebi, teorilerle paradigmaların uyumlu olması, yani salınım göstermeleridir. Öyle ki teoriler, paradigmaların içinde ve altında yuvalanmışlardır. Paradigmalar, kozmolojik varsayımlarını ihlal eden teorileri bünyelerinde barındırmazlar ve teoriler de kendilerini desteklemeyen kozmolojik varsayımlardan beslenerek ortaya çıkmazlar. Bu bakımdan, paradigma ve teori, birbirleriyle, “ebeveyn” ve “çocuk” misali bağlantılıdır. Bir başka deyişle, paradigmalar ve teoriler varoluşsal, bilgikuramsal ve değerbilimsel “ailelere” mensupturlar. İşte bu yüzden onları birleştirdik.


bottom of page